Gelecek Partisi Sakarya, Kültür ve Sanat Politikalarından sorumlu İl Başkan yardımcısı Erol Kara, kamu kaynakları ile yapılan yollara, köprülere, okullara, üniversitelere, barajlara ve kamu binalarına yaşayan siyasilerin isimlerinin verilmesinin, prestij yolsuzluğu olduğunu söyledi.
Erol Kara, yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Adana’da kamu kaynakları ile yapılan köprüye, karşılıklı jest yaparak birbirlerinin isimlerinin verilmesi önerisini hatırlattı.
KENDİ PARASIYLA YAPTIRAN İSMİNİ VEREBİLİR
Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde, böyle bir anlayış ve uygulama olmadığını ifade eden Kara, “Devlet adamlarının kendilerinin ya da yakınlarının bağışları ile kurulan bazı akademik kürsüler ya da bazı havaalanlarına münhasır ve münferit istisnai uygulamalar hariç, hiçbir demokratik ülkede, yaşayan siyasileri bırakın, vefat etmiş olanların dahi isimleri verilmez. Dikkat ediniz; bu köprü meselesinde Bahçeli de Erdoğan da sanki köprü kendi şahsi hayırları ile yapılıyormuş gibi, birbirlerine isim lütfunda ya da jestinde bulunuyorlar. Kendi parasıyla yaptırsalar diyecek sözümüz olmaz.” diye konuştu.
KAMU KAYNAKLARI ŞAN ŞÖHRETİ YAŞATMAK İÇİN KULLANILMAZ
Kamunun ortak mülkiyeti olan kamu kaynakları ile yapılan eserlerin, siyasi kişilerin isimlerinin, şanlarının ve şöhretlerinin yaşatılması için kullanılmayacağını vurgulayan Kara, siyasi ahlak ve nezaket çerçevesinde bu konunun artık Türkiye’de tartışılması gerektiğini kaydetti. Genel Başkanları Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığı döneminde Siyasi Etik Yasası hazırlığı yapıldığını ve bu konun da yer aldığını dile getiren Kara, ancak Davutoğlu’nun Başbakanlık görevinden el çektirilmesiyle bu yasanın da engellendiğini hatırlattı. Kara, “Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde en küçük belediyeden cumhurbaşkanlığı makamına kadar her düzeye sirayet etmiş böylesi kibirli, egoist ve ben-merkezci bir yaklaşım söz konusu değildir. Allah nasip eder partimiz iktidara gelirse Siyasi Etik Yasası’nı çıkararak bunun önüne geçeceğiz.” dedi.
TRUMP, MERKEL, MAKRON, CHURCHİLL, CHİRAC, KOHL ÜNİVERSİTELERİ YOK
Bazı kesimlerin ‘Dünyevi’ olarak yadırgadıkları ve küçümsedikleri batı toplumlarında, siyasilerin kendi isimlerini yaşatmak için kamu kaynakları ile yapılan okullara ve üniversitelere isimlerini vermediklerini dile getiren Kara, şu örnekleri paylaştı: “ İngiltere’de Oxford veya Cambridge Üniversitesi vardır ama Churchill Üniversitesi yoktur. Fransa’da Sorbonne vardır, ama Chirac Üniversitesi yoktur. Almanya’da Heidelberg Üniversitesi vardır, ama Kohl üniversitesi yoktur. Hele bugün yaşayan siyasiler olarak Merkel’in, Macron’un, Boris Johnson’un hatta çizgi dışı tavırları artık kanıksanan Trump’ın isminin dahi kamu kaynakları ile yapılan bir üniversiteye verilmesini teklif etmek kimsenin zihninden dahi geçemez. çünkü demokratik toplumların en önemli farkı şahsi kaynak ve alan ile kamu kaynak ve alanını ayırt eden ilkelerin benimsenmiş olmasıdır. Her şeyi bir kenara bırakın, yaşayan bir siyasinin adını taşıyan bir üniversiteye giren ama o siyasetçiyi benimsemeyen bir öğrencinin ruh hali niçin düşünülmez? O üniversitenin yapımında o öğrencinin babasının vergisi de varsa o öğrencinin psikolojisi o siyasinin prestijinden daha önemlidir.”
SÖYLEDİKLERİNİN TERSİNİ YAPIYORLAR
Kişi kültüne karşı mücadele etmek üzere iktidara geldiklerini iddia edenlerin bu gün kendi şahsiyetlerinin kültleşmesi için her bir köşeye isim verme meraklarının yaman bir çelişki olduğunu anlatan Kara, “ Daha acısı, her gün maneviyattan bahsedenler bunu niye sorgulamazlar? Dünyevileşmekten ve maddileşmekten sakınmak her gün ahlak nutukları atarak değil, hal ile gösterilir. İsmini yaşatmak isteyen kendi parasıyla yaşatsın, kamu parasıyla değil. Birine bir mekan ismi vererek onu tatmin etmek isteyenler de bunu kendi keselerinden yapsınlar, kamu kesesinden değil. Kamu kaynakları siyasilerin birbirine prestij ikram etme araçları değildir. Siyasilerin görevi kamu kaynaklarını kutsal bir emanet olarak korumaktır, ona buna prestij ikramında harcamak değil.”
Kara, Genel Başkanları Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlık görevini üstlendiğinde, kamu görevlilerinin hediye almalarını ve isimlerini kamu mekanlarına vermelerini yasakladığını hatırlatarak sözlerini tamamladı.