Salı, Nisan 16, 2024

Kötümser senaryo: “Sıkıntılı günler yaşanabilir”

- REKLAM -
Diğer Haberler

Dr. Hakan Yavuz, Türkiye’de COVID-19’la mücadelede alınan kamu maliyesi tedbirlerini değerlendirdi.

Sakarya Üniversitesi Sakarya Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (SESAM) “COVID-19’un Ekonomik ve Sosyal Etkileri” dosyası açtı. SESAM bu konuda alanına göre değerlendirme yapmak isteyen akademisyenlerin görüşlerini almaya devam ediyor. Çalışması kapsamında Dr. Hakan Yavuz, Türkiye’nin koronavirüsle mücadelede alınan kamu maliyesi tedbirlerini değerlendirdi.

Yavuz, kamu maliyesi tedbirlerinin nasıl olduğu, genişletici ve daraltıcı mali tedbirler, bu doğrultuda koronavirüs vakasına karşı alınan tedbirler, COVID-19 ekonomik istikrar kalkanı, vergi ertelemeleri ve indirimleri, destek paketleri ve sağlık alanındaki istihdam gibi konularda bilgi verdi.

Kötümser senaryo: “Sıkıntılı günler yaşanabilir”

Süreç başladığından bugüne kadar gerek vergi gerekse kamu harcamaları boyutuyla birçok kamu maliyesi tedbirinin hayata geçirildiğini vurgulayan Yavuz, “Bu tedbirler bir taraftan devlet harcamalarını arttırdığı gibi, diğer taraftan da elde edilmesi gereken bazı gelirlerin ertelenmesine ve/veya azalmasına yol açmıştır. Dolayısıyla 2020 yılının ikinci yarısında, bütçe hedeflerine ulaşılması için tasarrufları arttırıcı ve/veya daraltıcı/sıkı mali tedbirler gündeme gelebilir. Bu kapsamda vergi artışlarına ve kamu harcamalarında tasarrufa gidilebilir. Daraltıcı kamu maliyesi uygulamaları yerine, ihtiyaç duyulan finansman ihtiyacı borçlanma yoluyla da karşılanabilir. İkinci ihtimal başta enflasyon ve faiz oranları olmak üzere birçok makroekonomik gösterge üzerinde bir baskı yaratabilir” ifadelerini kullandı.

Diğer taraftan Nisan ayında IMF tarafından koronavirüs salgınının (COVID-19) dünya ekonomilerine muhtemel etkilerine yönelik yayınlanan raporda, dünya ekonomisinin 1929 Büyük Buhranından sonra görülen en sert daralmayı yaşayabileceğinin belirtildiğini vurgulayan Yavuz, “Bu kapsamda dünya ekonomisinin yüzde 3 küçüleceği tahmin edilmektedir. 2021’de ise yüzde 5,8’lik bir büyüme öngörüsünde bulunulmuştur. Yine IMF, Türkiye ekonomisi için 2020 yılında yüzde 5 küçülme öngörüsünde bulunmuştur. Yüzde 5 küçülmenin yanı sıra yüzde 12 enflasyon ve yüzde 17,2 işsizlik öngörüsünde de bulunulmuştur. Bilindiği gibi, 2020 yılı için Türkiye’nin enflasyon hedefi Orta Vadeli Mali Planda yüzde 8,5, işsizlik tahmini de Yeni Ekonomi Programında yüzde 11,9 olarak açıklanmıştı. Gerek genişletici kamu maliyesi tedbirleri ve gerekse küresel piyasalarda durgunluk beklentileri, 2020 yılının ikinci yarısında bizleri ekonomik olarak sıkıntılı günlerin beklediğine bir işarettir” dedi.

İyimser senaryo: “Yılbaşındaki bütçe hedeflerine ulaşılabilir”

Bugüne kadar alınan tedbirlerin üç alanda yoğunlaştığını söyleyen Yavuz, “Bunlar; vergi ertelemesi ve vergi ödeme kolaylıkları, düşük ve orta gelirlilere yönelik maddi destek, esnaf kesimi ve Kobilere yönelik düşük faizli, uzun vadeli ve erteleme imkânına dayanan kredi desteği. Bu kararlar 2020 yılının ikinci yarısında, ilk yarıda tahsil edilemeyen vergilerin de etkisiyle vergi tahsilat miktarının beklenenin üzerinde gerçekleşmesini sağlayabilir. Bunu belirleyen temel faktör ise virüs salgınının süresi ve oluşacak ekonomik koşullardır. Vergi gelirlerinde yaşanacak muhtemel artış kamu harcamalarının finansmanı için diğer araçlara duyulan ihtiyacı azaltabilir. Son olarak şunu söylemek gerekir ki; bundan önceki birçok krizde, ister gelişmiş, ister gelişmekte olan ülke olsun genişletici politikaların uygulanmasını takip eden dönemlerde sıkı (daraltıcı) maliye politikası tedbirlerini aşamalı bir şekilde hayata geçirmiştir. Bu nedenle 2020 yılının ikinci yarısı daraltıcı maliye politikalarının uygulanacağı bir dönem olabilir” ifadelerini kullandı.

Bir öneri

Alınacak tedbirler konusunda bir öneride bulunan Yavuz, “COVID-19 salgını da göstermiştir ki küresel dünyada artık hiçbir ülke diğerinden ayrılamaz. Bir ülkede meydana gelen herhangi bir gelişme küresel sistemde az veya çok etkisini göstermektedir. Bu süreçten özellikle kırılgan ekonomilerin daha fazla zarar görmesi muhtemeldir. Dolayısıyla bu ülkeler özellikle finansal yönden hazırlıklı olmak zorundadır. Neyse ki Türkiye bu salgın ile birçok Avrupa ülkesinden sonra tanıştı ve tanıştığında diğer ülke deneyimlerinden önemli tecrübeler elde ederek mücadeleye başladı. Bu kapsamda ülkemiz Sağlık Fonu-Salgın Fonu-Hastalık Fonu gibi isimlerle anılan bir mekanizmayla, karşılaşılması muhtemel yeni bir tehdide karşı mali yönden daha hazırlıklı olabilir” dedi.

Yazının tamamına http://sesam.sakarya.edu.tr/sites/sesam.sakarya.edu.tr/file/covi-19_kamu_maliyesi_tedbirleri.pdf sayfasından ulaşılabilir.

- REKLAM -
spot_img